Türkiye’de Transfer Fiyatlandırması Uygulaması
Türkiye’de Transfer Fiyatlandırması Uygulaması Hakkında Özet Bilgi
1.9.2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 4 Seri Nolu Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğ, 1 Seri Nolu Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğ’de değişiklik yapmıştır. OECD transfer fiyatlandırması rehberine uyum sağlamak üzere yapılan söz konusu değişikliklerden sonraki TF mevzuatımızdaki önemli hususları hatırlatmak üzere bu bilgi notu hazırlanmıştır. Detaylara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı nedir?
Transfer Fiyatlandırması; gerçek kişi veya tüzel kişi, dar mükellef veya tam mükellef ayrımına gidilmeksizin (çokuluslu şirketler, grup şirketleri, aile şirketleri, ortakları arasında aynı kişi bulunan şirketler gibi) ilişkili kişiler arasındaki mal, hizmet ve hakların alım-satımı, kiralanması, istihdam -ücret, ikramiye, huzur hakkı vb- ödünç para alıp verme, imalat, inşaat gibi işlemlerde uygulanan fiyattır.
İlişkili kişiler arasında uygulanan fiyat olan transfer fiyatlandırması sorun değildir. Sorun olan, piyasadaki arz ve talep koşullarının dışına çıkılarak uygulanan transfer fiyatlandırması yoluyla vergi matrahının aşındırılması suretiyle örtülü kazanç dağıtmaktır. İlişkili kişiler arasındaki fiyat ya da bedel keyfi olarak belirlenip uygulandığında veya “manipüle edildiğinde”; işleme taraf olan ilişkili kişilerin gelir, kar veya maliyetleri, dolayısıyla da vergi matrahları değişir ve cezalı vergi düzeltmesi yapılmasını gerekebilir. Bu nedenle, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerin bedellerinin/fiyatlarının piyasadaki “emsallerine” uygun olarak belirlenmesi yasal zorunluluktur.
Transfer fiyatlandırması sorununu önlemek veya olup olmadığını anlamak için; öncelikle ilişkili kişilerin kimler olduğunun tespit edilmesi, sonra da ilişkili kişiler arasında yapılan işlemlerin emsallerine (veya emsal fiyat aralığına) uygun olup olmadığının somut olarak belirlenmesi gerekir.
İlişkili kişiler kimlerdir?
Kurumların (şirketlerin, KV mükelleflerinin) ortakları.
Kurumların ilgili olduğu gerçek kişi veya kurumlar (üst düzey yöneticiler, temsilciler, tellallar, ticari komisyoncular, denetçiler, iştirakler, bağlı ortaklıklar gibi)
Kurumların ortaklarının ilgili olduğu gerçek kişi veya kurumlar (ortağın ortak olduğu diğer şirketler, ortakların eşleri ve üçüncü derece dahil sıhri (kayın) hısımları ile yansoy hısımları ile bunların ortak olduğu şirketler gibi)
Kurumların idaresi, denetimi, sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumlar (kontrol edilen yurt içindeki veya yurt dışındaki şirketler, girişimler, grup şirketler, holding şirketler, iş ortaklıkları, konsorsiyumlar, CEO’lar, iştirak zinciri veya bağlı ortaklık zinciri içinde olan şirketler gibi)
Ortaklığa dayalı ilişkili kişi tespitinde; %10 veya daha fazla oranda oy ya da kar payı alma hakkı aranır. %10 oranının tespitinde ilişkili kişilerin oy, sermaye ve kar payı alma haklarının toplamına bakılır.%0 oranında daha düşük orandaki oy ve/veya kar payı alma hakkı ilişkili kişi sayılmak için yeterli değildir. Örneğin; (X) Ltd. Şti. (Y) A.Ş.’nin %20 oranında ortağı, (Y) A.Ş. de (Z) Ltd. Şti.’nin %80 oranında ortağıdır. Bu durumda, (X) ve (Z) ilişkili kişi olup aralarındaki ortaklık ilişkisi (%20*%80 =) %16 oranına karşılık gelir ki; %10’dan büyüktür.
Cumhurbaşkanınca ilan edilen ülkelerde veya bölgelerde (offshore, vergi cenneti, düşük vergi oranı uygulanan bölgeler gibi) bulunan kişilerle yapılmış tüm işlemler ilişkili kişilerle yapılmış sayılır.
İlişkili Kişiler Arasında Uygulanan Fiyat Hangi Yöntemlere Göre Tespit Edilebilir?
İlişkili kişiler arasında uygulanan fiyatı; emsallerine uygun olarak belirleyebilmek için aşağıdaki yöntemlerden biri kullanılabilir. Emsaline uygunluk ilkesi; ilişkili kişilerle yapılan işlemlerin ve bu işlemlerde uygulanan fiyat veya bedelin ya da değerlemenin; ilişkisiz kişilerle yapılan işlemlere ve bu işlemlerde uygulanan fiyat veya bedele ya da değerleme ile uyumlu olması gerekliliğidir. Emsallere uygunluk araştırılırken; ilişkili kişiler arasında gerçekleşen işlemler ile ilişkili olmayan kişiler arasında gerçekleşen işlemler mukayese edilir. Mukayese sırasında; “fonksiyon analizi” denilen bir yöntem uygulanır ki; bu yönteme göre; işlemlere taraf olanların; fonksiyonları, riskleri, kullandıkları varlıklar dikkate alınarak mukayese yapılır. Piyasalarda risk ve getiri doğru orantılıdır.
Kontrol altındaki ve kontrol dışı işlemlerin mukayese edilebilir olması için; tasarım, üretim, montaj, araştırma ve geliştirme, hizmet, satın alma, dağıtım, pazarlama, reklam, nakliye, finansman ve yönetim gibi işlevler kullanılabilir. İşlev analizi ayrıca kullanılan ya da kullanılacak olan varlıkların, bu varlıkların türünün (kullanılan fabrika ve tesis, gayri maddi varlıklar vb.) ve niteliğinin (kullanılan varlığın yaşı, piyasa değeri, yeri, mülkiyet hakkının sağladığı koruma vb.) de göz önüne alınmasını gerektirir. Karşılaştırmaları etkileyen risklere, pazar riski (girdi maliyetleri ve çıktı fiyatlarındaki dalgalanmalar gibi), finansal riskler (faiz oranlarındaki ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar, kredi riskleri gibi), araştırma ve geliştirme yatırımlarındaki başarısızlık riski, yatırımlarla, kullanılan malzeme, tesis ve fabrikalarla bağlantılı zarar riski ile kredi riski örnek olarak verilebilir.
Karşılaştırma yapılırken Pazar-ekonomik koşullarının da aynı olması gerekir ve fiyat üzerinde etkisi bulunan farklılıkların düzeltilmesi gerekir. Coğrafi konum, pazar hacmi, pazardaki rekabetin boyutu, alıcı ve satıcının pozisyonları, mal ve hizmetlerin benzerlerinin bulunabilirliği, bölgeler itibarıyla mal veya hizmet arz ya da talep düzeyi, pazarda devlet tarafından yapılan düzenlemeler, arazi, işçilik ve sermaye unsurlarını da içeren ürün maliyetleri, ulaşım masrafları, perakendeci ya da toptancı olma koşulları, işlem tarihi, zamanı, makroekonomik koşullar, regülasyonlar vb dikkate alınmalıdır. Ayrıca, iş stratejileri de, karşılaştırma yapılırken dikkate alınması gereken önemli hususlardandır. İş stratejileri; pazar payının arttırılması ve/veya korunması, yenileme ve yeni ürün geliştirilmesi, riskten kaçınma, portföy çeşitlendirmesi ve işin gündelik akışına ilişkin diğer faktörler, stok ya da sipariş üzerine çalışma gibi politikalardan oluşur.
Transfer fiyatınının emsallere uygunluğunu tespit etmek için uygulanan ve aşağıda yer verilen yöntemler arasında herhangi bir öncelik sırası yoktur. Bununla birlikte, yöntemlerin eşit şekilde uygulanabilir olduğu durumlarda geleneksel işlem yöntemleri işlemsel kâr yöntemlerine tercih edilir.
Karşılaştırılabilir Fiyat Yöntemine Göre TF Hesaplanması
Bir mükellefin uygulamak zorunda olduğu emsallerine uygun satış fiyatının/bedelinin, değerinin; aynı faaliyet konusunda faaliyette bulunan diğer kişilerin ilişkisiz nitelikteki kişilerle olan karşılaştırılabilir nitelikteki işlemlerine uyguladıkları satış fiyatı ve bedeline veya değerine (piyasa fiyatına) uygun olmasıdır. İlişkisiz kişilere uyguladığınız fiyat ve bedellerin ilişkili kişilere de uygulanması ve ayrıca rakip firmaların ilişkisiz kişilere uygulamakta oldukları fiyat ve bedelleri sizin kendi ilişkili kişilerinize uygulamanız “karşılaştırılabilir fiyat metodu” uygulamasıdır. Görüldüğü gibi; karşılaştırılabilir fiyat metodu; “iç emsaller ile mukayese etmek” ve “dış emsaller ile mukayese etmek” anlamına gelir. Bu yöntemin uygulanması sırasında; mal ve hizmetin nitelikleri, ürünün kalitesi, garanti süresi, teslim süresi, ödeme vadesi, işlem tarihi, sipariş miktarı, sipariş üzerine teslim, stok politikası, piyasa özellikleri, rakip mallar, döviz kuru riski, yeni ürün ve piyasaya giriş gibi hususlar da dikkate alınmalıdır.
Maliyet Artı Yöntemine Göre TF Hesaplanması
Emsallere uygun fiyatın; mal veya hizmetin maliyet bedeline (doğrudan ve dolaylı maliyetlere) makul bir brüt kar marjı uygulanarak ve bu kar marjını standart hale getirilerek belirlenmesini ifade eder. Daha ziyade üretim firmaları için uygun olan bu metod; holding veya grup içi mal veya hizmet alış-verişleri olan mükellefler için bir kolaylıktır. Maliyet Artı metodunun uygulanması; brüt kar oranlarına göre karşılaştırma yapılarak emsallere uygun fiyat veya bedelin, değerin tespit edilmesi anlamına gelir. Dolayısıyla, bu metodu uygularken; karşılaştırılabilir fiyat metodunda olduğu gibi brüt kar marjlarını “iç emsaller ile karşılaştırmak” ve “dış emsaller ile karşılaştırmak” gerekir. Bu yöntemi uygulamak isteyen mükelleflerin; maliyet yapılarının tutarlı ve istikrarlı olması, muhtemelen maliyet muhasebesi uygulamaları, maliyetlerinin keyfi olarak “şişirilmemiş” olması da önem taşır.
Yeniden Satış Fiyatı Yöntemine Göre TF Hesaplanması
Emsallere uygun fiyatın; mal veya hizmetin ilişkili kişi olmayan kişilere yeniden satış yapılması amacıyla satılması halinde, uygulanacak fiyattan makul bir brüt kar oranı düşülerek satılması suretiyle hesaplanmasıdır. Satılan mal veya hizmetin yeniden satış yapması için pazarlama ve satış firmalarına teslim edilmesi halinde uygulanabilir bir yöntem olup, alıcının paketleme, etiketleme, küçük çaplı modifikasyonlar yapması mal veya hizmetin değerini artırıcı işlem olarak kabul görmez. Bu yöntemin uygulanması halinde de iç emsal, dış emsal tutarlılığına dikkat edilmesi gerekir.
İşlemsel Kar Yöntemleri ve Diğer Yöntemlere Göre TF Hesaplanması
Emsallere uygun fiyata; yukarıdaki yöntemlerden biri ile ulaşma olanağı yoksa, mükellef işlemlerin gerçek mahiyetine uygun olarak aşağıdaki yöntemleri veya kendi belirleyeceği uygun yöntemleri kullanabilir.
İşleme dayalı kar bölüşüm yöntemi: İlişkili kişilerle alım-satım zinciri içinde oluşan karın ya da zararın; tarafların işlevlerine, önceden belirlenmiş katkılarına ve üstlendikleri risklerine uygun olarak taraflar arasında paylaşılması esasına göre emsallere uygun fiyatın hesaplanmasıdır.
İşleme dayalı net kar marjı yöntemi: Emsallere uygun fiyatın hesaplanmasında; brüt kar marjı (örneğin maliyet artı yönteminde) yerine; maliyetler, satışlar veya varlıklar gibi ilgili ve uygun bir temele dayanarak tespit ettiği net kâr marjının kullanılmasıdır.
Peşin/Önceden fiyatlandırma anlaşması yöntemi: İlişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım-satımında uygulanacak fiyatın mükellefin talebi üzerine Maliye Bakanlığı ile birlikte belirlenerek, her yıl uygulaması gözden geçirilen beş yıllık bir protokole bağlanmasıdır. Çokuluslu şirketler peşin fiyat anlaşmalarını tek bir vergi idaresi ile yapabileceği gibi birden fazla gelir idaresiyle birlikte de yapabilir. Peşin fiyatlandırma anlaşmasının süresi en fazla beş yıl olup imzalandığı tarihten itibaren anlaşmada belirlenen süre ve şartlar dâhilinde hüküm ifade eder. Anlaşmanın yenilenmesi için mükellefin anlaşmadaki sürenin bitiminden altı ay veya daha uzun bir süre önce yenileme talebinde bulunması gerekir.
TF İşlemlerinin Belgelendirilmesi:
Transfer fiyatlandırması belgelendirme yükümlülükleri (1.9.2020 tarihli 4 Seri Nolu Tebliğ ile değişen, 1 Seri Nolu Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğ ekinde örnekleri mevcuttur):
- Genel rapor (master file)
- yıllık transfer fiyatlandırması raporu (fonksiyonel ve ekonomik analiz raporu),
- ülke bazlı raporlamaya ilişkin bildirim formu (elektronik ortamda verilir)
- ülke bazlı rapor (Country by Country Report)
- transfer fiyatlandırması, kontrol edilen yabancı kurum ve örtülü sermayeye ilişkin formdan (KV eki) oluşur.
Genel rapor (master file); çok uluslu işletmeler grubuna bağlı ve bir önceki hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi ekinde yer alan bilançodaki aktif büyüklüğü ve gelir tablosundaki net satışlar tutarının her ikisi de 500 milyon TL ve üzerinde olan kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, ait olduğu vergilendirme dönemini izleyen vergilendirme döneminin sonuna kadar (izleyen yılın sonuna kadar) hazırlanır. Talep edildiğinde ibraz edilmek üzere, hazır bulundurulur. Genel raporda; grubun organizasyon yapısı, işletme faaliyetlerinin tanımlanması ve genel büyüklükleri, gayrı maddi haklar, finansal işlemler, grubun (konsolide) finansal ve vergisel durumu gibi genel bilgilere yer verilir. 1.1.2019 tarihinden itibaren başlayan hesap dönemi için genel rapor en geç 31.12.2020 tarihine kadar hazırlanır.
Yıllık transfer fiyatlandırması raporu; 1 Seri Nolu Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğinin 4 numaralı ekindeki formata uygun olarak kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresine kadar hazırlanması ve bu süre sona erdikten sonra, istenmesi durumunda, İdareye veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara ibraz edilmesi zorunludur. Mükellefler, aşağıda belirtilen işlemlere yönelik olarak “yıllık transfer fiyatlandırması raporu” hazırlar:
a) Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığına kayıtlı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde ilişkili kişilerle yaptığı yurt içi ve yurt dışı işlemler
b) Diğer kurumlar vergisi mükelleflerinin bir hesap dönemi içinde ilişkili kişilerle yaptığı yurt dışı işlemler
c) Serbest bölgelerde faaliyette bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin ilişkili kişilerle yaptığı yurt içi işlemler
ç) Tüm kurumlar vergisi mükelleflerinin yurt dışı şubeleri ve serbest bölgelerde bulunan ilişkili kişilerle (serbest bölgedeki şubeleri dahil) yaptığı işlemler. Kurumlar vergisi mükelleflerinin yurt dışında faaliyette bulunan şubelerinin veya serbest bölgede faaliyette bulunan şubelerinin ayrıca rapor hazırlamasına gerek bulunmamaktadır.
Yıllık TF Raporu Düzenleme Yükümlülüğü Gerektirmeyen İşlemler
i) Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığına kayıtlı mükellefler ile serbest bölgelerde faaliyette bulunan kurumlar vergisi mükellefleri dışındaki diğer kurumlar vergisi mükelleflerinin ilişkili kişilerle yaptıkları yurt içi işlemler
ii) Serbest bölgelerde faaliyette bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin ilişkili kişilerle yaptıkları yurt dışı işlemler
iii) Gelir vergisi mükelleflerinin ilişkili kişilerle yaptıkları yurt içi ve yurt dışı işlemler.
Ülke Bazlı Rapor ve Ülke Bazlı Rapor Bildirim Formu: Raporlanan hesap döneminden bir önceki hesap döneminin konsolide finansal tablolarına göre toplam konsolide grup geliri, 750 milyon Avro ve üzerinde olan çok uluslu işletmeler grubunun Türkiye’de mukim nihai ana işletmesi veya vekil işletmesi, raporlanan hesap döneminden sonraki on ikinci ayın sonuna kadar ülke bazlı raporu hazırlar ve elektronik ortamda İdareye sunar. Ülke bazlı raporlama açısından konsolide finansal tablolar, nihai ana işletme ve bağlı işletmelerin varlıklarının, yükümlülüklerinin, gelirlerinin, giderlerinin ve nakit akışlarının tek bir ekonomik işletmeninki gibi sunulduğu çok uluslu işletmeler grubunun finansal tablolarını ifade eder.
1.1.2019 tarihinden itibaren başlayan hesap dönemi için ülke bazlı rapor düzenleme yükümlülüğü doğuyorsa, en geç 31.12.2020 tarihine kadar hazırlanır.
Ülke bazlı rapor hazırlama yükümlülüğü kapsamına giren çok uluslu şirketlerin üyeleri tarafından; nihai ana işletme veya vekil işletme olup olmadıkları ve grup adına hangi işletmenin raporlama yapacağı ile hesap dönemi hakkındaki bilgiler, her yıl, raporlanacak hesap dönemini takip eden yılın Haziran ayı sonuna kadar; “ülke bazlı raporlamaya ilişkin bildirim formu” doldurularak elektronik ortamda İnternet Vergi Dairesi üzerinden verilir.
Ülke bazlı raporlamaya ilişkin bildirim formu, 2019 hesap dönemine ve 1/1/2019’dan sonra başlayan özel hesap dönemine münhasır olmak üzere,30/10/2020 günü saat 23:59’a kadar İnternet Vergi Dairesi üzerinden verilir.
Ülke bazlı rapor; 3 tablodan oluşur ve tablolar aşağıdaki bilgileri içerir:
a) Tablo 1-Gelirin, vergilerin ve işletme faaliyetlerinin ülke bazında dağılımı; çok uluslu işletmeler grubunun faaliyet gösterdiği her bir ülke ile ilgili gelir, vergi öncesi kâr/zarar, ödenen gelir/kurumlar vergisi, tahakkuk eden gelir/kurumlar vergisi, sermaye, geçmiş yıl kârları, çalışan sayısı ile nakit ve nakit benzeri dışındaki maddi varlıklar
b) Tablo 2-Ülke bazında çok uluslu işletmeler grubuna dahil tüm işletmelerin listesi; çok uluslu işletmeler grubunun, ülke bazında, ilgili ülkede mukim her bir işletmesinin adı/unvanı, işletmenin kurulduğu ülke vergisel açıdan mukim olduğu ülkeden farklı ise bu ülkenin adı ve her bir işletmenin ana faaliyet konusu
c) Tablo 3-İlave açıklamalar; tabloların doldurulması sırasında gerek görülen ilave açıklamalar.
Kurumlar vergisi mükelleflerinin, ilişkili kişilerle bir hesap dönemi içinde yaptıkları mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri ile ilgili olarak bugüne kadar KV beyannamesi ekinde verilmekte olan “transfer fiyatlandırması, kontrol edilen yabancı kurum ve örtülü sermayeye ilişkin form” aynı şekilde verilmeye devam edilir. Formun doldurulmasında, her bir ilişkili kişi bazında yıllık toplam net tutarı 30.000 TL’nin altında olan mal veya hizmet alım ya da satım işlem bilgileri ile söz konusu ilişkili kişi bilgilerine yer verilmesine gerek bulunmamaktadır.
Diğer Önemli Hususlar
TF Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Vergi Ziyaı Cezası
Transfer fiyatlandırmasına ilişkin belgelendirme yükümlülüklerinin tam ve zamanında yerine getirilmiş olması kaydıyla, örtülü olarak dağıtılan kazanç nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş veya eksik tahakkuk ettirilmiş vergiler için vergi ziyaı cezası %50 indirimli olarak uygulanır.
Türkiye distribütörleri ilişkili kişi sayılır: Bir kurumun diğer bir kurumla ilişkili sayılabilmesi için kurumun diğer bir kurum tarafından kontrol edilmesi, kurumun başka bir kurumu kontrol etmesi ya da aynı kurum ile ortak kontrol altında bulunması gerekmektedir. Yabancı bir firmanın Türkiye distribütörü veya Türkiye pazarında dağıtıcısı olarak faaliyette bulunan şirket ilişkili kişi sayılır. Bu şirketin Türkiye’de kurduğu bayilik ağı vb dağıtım sistemi içindeki yer alan 3. Kişilere ait bayiler ilişkili kişi sayılmaz.
Gayri maddi haklar; sinema filmleri, radyo-televizyon yayınlarında kullanılan filmler ve bantlar dahil olmak üzere edebi, artistik, bilimsel her nevi telif hakkının veya her nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin, planın, gizli formül veya üretim yönteminin veya sınai, ticari, bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikiminin kullanma imtiyazı, kullanma hakkı veya satışı ile sınai, ticari, bilimsel teçhizatın kullanma imtiyazı veya kullanma hakkını ifade etmektedir. Başka bir ifadeyle, gayri maddi haklar patent, ticari marka, ticari unvan, tasarım ya da model gibi sınaî varlıkların kullanım hakkı ile edebi, sanatsal eserlerin mülkiyet hakları ile ticari bilgi birikimi (know how) ve ticari sırlar gibi fikri hakları kapsamaktadır. Gayri maddi haklar özellikleri nedeniyle ticari gayri maddi haklar ve pazarlama amaçlı gayri maddi haklar olmak üzere iki grup altında değerlendirilmektedir. Ticari gayri maddi haklar bir malın üretiminde ya da bir hizmetin sağlanmasında kullanılan patentler, know-how, dizaynlar ve modeller ile müşterilere transfer edilen ya da ticari faaliyetin işletiminde kullanılan (bilgisayar yazılım programları gibi) ticari varlık niteliğine sahip gayri maddi hakları ifade etmektedir. Pazarlama amaçlı gayri maddi haklar ise, bir ürün ya da hizmetin ticari amaçlı olarak kullanımına yardımcı olan ticari markalar ve ticari unvanlar, müşteri listeleri, dağıtım kanalları ile ilgili ürün açısından önemli bir promosyon değerine sahip nevi şahsına münhasır isimler, semboller ya da resimler gibi gayri maddi hakları ifade etmektedir.
Gayri maddi hakların patent, ticari markalar, ticari sırlar ve know-how da dahil olmak üzere bir bütün halinde değerlendirilmelerinin gerektiği durumlarda, gerçekleştirilen işlemin emsallere uygunluğunu doğrulayabilmek için bütünü oluşturan parçaların ayrı ayrı ele alınması gerekmektedir.
Grup içi hizmetlerle ilgili olarak;
-Hizmetin fiilen sağlanıp sağlanmadığı,
-Hizmeti alan şirket/şirketlerin söz konusu hizmete ihtiyacı olup olmadığı,
-Hizmetin alınmış olması halinde hizmet bedelinin emsallere uygunluk ilkesine uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
Öte yandan, sağlanan grup içi hizmet nedeniyle yapılan ödemeler, alınan hizmetin mahiyetine göre, iç mevzuat hükümleri ve ilgili çifte vergilendirmeyi önleme anlaşma hükümleri de dikkate alınmak suretiyle vergilendirilir. Örneğin, (A) ülkesinde mukim (AB) şirketi tarafından satın alınan bir gayri maddi hakka ilişkin kullanım hakkının grup şirketlerine masraf paylaşımı kanalıyla dağıtıldığı, Türkiye’de mukim grup şirketi (B)’nin de, faaliyetleri kapsamında bu hizmetten faydalandığı ve (B) şirketi tarafından söz konusu gayri maddi hakkın kullanımı karşılığında grup içi hizmet ödemesi yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, yurt dışındaki ilişkili kişiye yapılan ödeme, gayri maddi hak ödemesi olarak kabul edilir ve ilgili çifte vergilendirmeyi önleme anlaşma hükümleri dikkate alınarak iç mevzuat hükümleri uyarınca vergilendirilir.